Monday, September 19, 2011

Yalnizlik....

Kalabalıklar içinde yalnız olmak her yüzyılda var ola gelen bir acı!

İnsan ne zaman yalnız kalır? Yalnızlığın acısını hisseder?  Ayrılıklarda mı belki evet ama beraberliklerde de yalnızlığı iliklerine kadar hisseder…

Tersten gidelim, neden insanlar sancılı da  olsa birlikteliklerini sürdürme çabasını güderler? Acaba dinlediğimiz duygulu şarkılarda, filmlerde bizim üzüldüğümüz asıl sebep ne? Her kes kendi acısına mı ağlar…

Yokluğu hissetmek acıdır, çaresizlik kaplar insanı ve geri getirememenin verdiği ıstırap yakar insanı, cendereye alır ruhu…

YOK!! Yoku bilirmisin yok işte…Yoklukta kişi  asıl var edeni keşfeder çoğu zaman, yaradanına döner yada tamamen isyanla uzaklaşır yaradanından, kendinden geçmek için ruhunu hiçleştirir…

Sevilen yoktur artık, sadece acı hatıraları kalır geride, az da olsa güzelleri…Bir müddet oyalar kişiyi fakat, eşyalar, olaylar, ve mekanlar bırakmaz yakasını kişinin. Dinlediği acılı bir şarkıda koyverir gözyaşlarını yada gizlice akıtır içine…


Nedenler, sebepler sadece garnitür olur gidene…Hızlı gitmese ölmeyecekti, ben şöyle davranmasam terketmeyecekti… Oysa giden gitmiştir bir alın yazısı gibi!

 “hani sonbaharda buluşacaktık, hazan geldi geçti, sen gelmez oldun, sen gelmez oldun…!!! ”  Bekle sen gelir diye..Giden gitmiştir.

Unutur mu insan?  Bazıları evet bazıları asla.. Gidenle gidenlerde çok olmuştur, acısını hafifletmek için gideni başkasında arayanlarda…

" BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Karac’oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm”

Her doğan canılı ayrılığı da tadacak, yokluğu da.. Bu acı herkese ait…Ve dünyanın her yerinde yaşandı ve yaşanacak…..

Ayrılıklar insanı silkelemeli ve bu dünyada biricik ve tek olduğunu yeniden hatırlatmalı derim. Sen varsan varlık devam ediyor, gidenle giden sadece gidenler..Ama kalan ise senin varlığın!!!

Nefes aldığın sürece sana bahşedilen hayatın hakkını verebilmelisin senle kalanlarla…

Sana Şah Damarından Daha Yakındır Allah ; Günah mı Dedin Ondan Uzak Düşmek Günah…” (Necip Fazıl)

Yalnız olmadığını içine yolculuk yapıp yeniden aldığın nefesi hissetmeye başlayınca anlayacaksın ve diyeceksin ki “yalnızlık kendi varlığımla sona erdi, artık “bir ben var bende benden içre”

Çekilen acılar olgunlaştırır insanı, her yaşanan acı odun olur, harlar ateşini, pişirdikçe pişirir insanı…Ayrılıkları böyle düşünmek gerek , her biri bir sonrakinin temeli kuvvetlendirir, yeniden yaşanacaklara bağışıklık sağlar…

Umulur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır. Umulur ki, sevdiğiniz bir şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi: 216) 

Ne müthiş bir mekanizma ki direncini sana yeniden kazandırır, kırılan ümidin, bükülen dizlerin yeniden canlanır…

"Dildeşinden ayrı düşen yüz türlü nağmesi bile olsa, dilsizdir. Gül solup da mevsim geçince bülbülden nağme duyamazsin”" der Mevlana...

Dildeşi bulana kadar yalnızsın...

No comments:

Post a Comment