Monday, January 9, 2012

Buyuk Gece


























kac kez hayretle baktım sana 
dunde başlamış bir pencereden
öylece durdum ve hayretle baktım
yeni kent, benim için
yasak kent gibiydi henüz ve inatçı manzara
kararmaktaydı; sanki ben
hiç yoktum. en yakınımdaki nesneler bile
çabalamıyordu anlaşılır olmak uğruna
yol, sokak lambasını itip geçiyordu
yabancıydı. sonra ötede
-bir oda, hissedilebilen ve lambanın ışığıyla aydınlanmış-
ramak kalmıştı katılmama, anlayıp kapattılar pencereleri
durdum. bir çocuk ağladı ardından
biliyordum güçlerinin nelere yettiğini
çepeçevre evlerdeki bütün annelerin
ama bütün o ağlamaların nasıl
teselli bulmaz dertlerden doğduğunu da biliyordum
şarkı söylemekteydi bir ses
beklentilerin de bir nebze ötesine sarkarak
ya da aşağılarda bir ihtiyar koyuveriyordu
sitem dolu öksürüklerini
acımayı bilen bir dünyanın karşısında haklı olan
kendi bedeniymişçesine
sonra bir saat vurdu
geç kaldım saymakta
yanımdan yuvarlanıp gitti
tıpkı bir yabancı oğlan çocuğu gibi
hani sokakta topu değil ama
kendisi yakalanan
başkalarının birbirleriyle onca oynadıklarından
hiçbirini oynamasına izin verilmeyen bir çocuğun durup başka yere
-nereye?- bakması gibi, durdum ve ansızın
anladım ki, sendin benimle oynayan, ey yetişkin gece
ve o zaman hayretle baktım sana
kulelerin öfkelendikleri
kadere dönüşmüş bir kentin beni kuşattığı
sır vermez dağların
meydan okudukları ve yakın çevrede duygularımın o rastlantılara
bağlı kıvılcımlarını açgözlü bir yabanıllığın küllendirdiği yerde
evet, ey büyük gece, bir ayıp değildi senin için beni tanıman
soluğun üstümden geçti
engin ciddiyetlere yayılmış gülümsemen ise, benliğime işledi

teslim olmak istiyorum.
yayıl yayılabildiğin kadar.
sen değil misin bir çobanın yüzünü,
bitip tükenmeyen hanedanların 
taşındığı kraliçe rahimlerinde, 
soyluluğun ve gelecekteki cesaretlerin,
taçlı başlara kazandırabildikleri ifadelerden
daha görkemli kılan kalyonların sessiz oymalarını taşıyan
şaşkın tahtalar dilsiz bir inatla açılmakta 
direndikleri deniz 
evreninin yüz çizgilerini alabildikten sonra, 
o zaman neden evet neden, 
ey acımasız gece, 
hissetmeyi bilen isteyen biri,
kendini açan biri,
sonunda neden benzemesin sana..

No comments:

Post a Comment