''ışığın''
diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum; karanlık kördü ve
acımasız... ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı; kanatlarımı
kanatmaktan geliyorum...
o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!
kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi... biz yan yana, yana yana... yana yana!
o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı...
o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!
kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi... biz yan yana, yana yana... yana yana!
o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı...
Yenik serçe'den
No comments:
Post a Comment