Friday, June 3, 2011

Insanoglu Iki Yuzlu mudur?



"İnsanoğlu çiğ süt emmiş" der eskiler!!!

Vatandaşlık kitapları ise çok farklı yaklaşır insanlığa. Yaratılmışların en erdemlileri olarak kabul eder onları. İnsanı nerdeyse ilahlaştırır, evrenin merkezine alır ve güneşi onların etrafında dönderir. Kaf dağının ardında toz pembe bir dünya çizer.

Neyse ki psikoloji kitaplarının ayakları vatandaşlığa nazaran az da olsa yere basıyor. İnsanlığın gerçek yüzüne dair küçük anekdotlarla bize yön bulmamızda yardım ediyor. Stanford Üniversitesi psikoloji bölümü hocalarından Philip Zimbardo Stanford Hapishane Deneyi ile en erdemli yaratıkların gerçek yüzleri hakkında hepimize çok çarpıcı bir çok acı gerçek bilgiyi gösterdi.

İyi insanların kötü yerlere konulduğunda benliklerinin özündeki iyilik karakteristiğini koruyup koruyamayacaklarını araştırmak amacıyla kurgulanmış bir deney gerçekleştiriliyor. Kötü yer olarak bir hapishane seçiliyor. Buraya her açıdan normal bir yaşama ve sağlığa sahip öğrenciler denek olarak aranıyor. 2 hafta boyunca sürecek olan deneye katılımcı bulmak için katılımcının yer aldığı gün başı belli bir miktarda para verilmesi kararlaştırılıyor. Sonuç olarak başvuru yapanların arasından 21 sağlıklı erkek seçiliyor.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra deney süreci başlıyor. Zimbardo gardiyanları topluyor ve hapishane kuralları hakkında bilgilendiriyor. Kurallar çok basit. Gardiyanlar hapishane içinde düzeni sağlamak ile görevli. Ve kesinlikle mahkumlara şiddet uygulamak yasak.

Bütün katılımcılar bunun sadece bir deney olduğunu bilmesine rağmen deneyin ilk günlerinde bile çok ilginç davranışlar gözükmeye başlıyor. Gardiyanlarda mahkumlara karşı sadist tutumlar gözlenirken mahkumlarda da aşırı stresli, depresif ve bir o kadarda gardiyanlara karşı itaatkar davranışlar saptanıyor. 6.günün sonunda deney kontrolden çıkıyor ve bitirilmek zorunda kalınıyor. Katılımcılar bunun bir deney olduğunu unutmuş. Gardiyanlar gözü dönmüş caniler olduklarına, mahkumlarda iyice sündürülmüş, bezdirilmiş mahkum kimliklerine inanmışlar.

Sonuç olarak deney tamamlanamadan bitirilmek zorunda kalmış. Katılımcılarda deneyden sonra ağır tranvalar görülmüş. “The Experiment” adlı filmle deneyimiz sinemalara da taşınmış. Film iyi insanların kötü durumlarda nasıl yozlaştığını çok güzel anlatıyor. Yine 2008 de çekilen “The Dark Knight” filmi de benzer temaları işliyor. Filmde ki Joker isimli kahraman filmin en iyi ve en insancıl olarak tanıtılan kahramanı Harvey Dent’i bile bir dizi kötü olayla korkunç bir caniye dönüştürebileceğini herkese gösteriyor. İnsanların iki yüzlü olduğu “The Dark Knight” filminde İki yüzlü Harvey karakteri ile alenen ilan ediliyor. Ama ne yazık ki film tüm Hollywood filmlerinde olduğu gibi yüce Amerikan halkının egolarını okşamak için onların bu durumlarda bile erdemlerini kaybetmeyeceklerini vurgulayarak bitiyor. Tamamen gerçek hayattan alınan denekler ile gerçekleştirilen deneyimiz ise aslında insanların erdem dedikleri şeylere ne kadar bağlı olduklarını çok güzel örnekliyor

Baskıcı yönetimlerin halkı nasıl bezdirerek pasifleştirdiğini, nasıl istedikleri yöne sürdüklerini örnek deneyimizden de anlayabiliyoruz. İnsan oyun olduğunu bildiği bir şey de bile baskıya karşı boyun eğiyor ve yine aynı insan baskı yapacak gücü eline aldığında doğanın en zalimi olmaktan da asla vazgeçmiyor. Eskiler galiba haklı insanoğlu çiğ süt emmiş!!!

No comments:

Post a Comment