Tuesday, December 6, 2011

Olumu Anlamak



 
Olmek…. Olum…. Son birkac ay icinde art arda anneannem, teyzem, amcam, ve kardesimi kaybettim. Bu buyuk kayiplarin ardindan olum soguklugunu gunluk kosusturmaca icinde olan bana aniden hatirlatti.






 
Olum, ozellikle sevdiklerimi kaybettikten sonra aklimiza dusen,dusundukce bizi karmasaya, belki altust olusa goturen, elimizi kolumuza baglayan, caresizligi hissettiren, kolumuzu kanadimizi kiran bir duygu… Kimimize gore bilinmezlik oldugu icin birazda cildirtici bir duygu.

Nedendir bilinmez insanoglu her ne kadar bu duygudan hoslanmasada hep onu anlamaya calismis, duydugu korkuyu asmak istemistir. Olum hakkinda siirler yazmis, eskilerde dans etmis, belki ona tapinarak olum duygusunu evcillestirip, daha az aci veren bir algiya cevirmeye calismistir.Dinde bu drami aciklamak icin insanogluna buyuk aciklamalar getiren araclardan biri. Inanislar farkli dahi olsa olumun soguklugundan, olume hukmeden guclerden bize haber veren bir arac.Din bize olume hukmeden guclerle nasil iliskiye girebilecegimizi gosteren bir harita gibi adete.Bize, olumun bizi nereye goturdugunden haber veren bir tasitta diyebiliriz belki. Ister reankarnasyona, ister cennet cehenneme inanin her kosulda bizim olum karsinda biraz daha hafiflememize yardim eden inanislar butunlugu.Inandiklarimiz bizi olumle basa cikabilir hale getiriyor. 



 
Olumu anlama cabamiz cocuklugumuzla birlikte baslar. Olumle ilgili ardi ardasi kesilmeyen sorulari anne-babamiza yoneltir olumun ne oldugunu, sonrasini anlamaya calisiriz hepimiz. Gelisimimizin her asamasinda bu caba, sorular sorma, olumle yasama devam eder. Bazen olum duygusunu bastirir, derin bir kabullenise yoneliriz.Bazen cok sevdiklerimizin kaybinin ardindan isyana baslar, yasamimizi surdurmekle ilgili tereddute duseriz. Hepimizin hikayesi farklidir olumu anlama onla basedebilme yolculugunda.

Ünlü sosyolog Amerikalı Peter Berger, kitabi- Dinin Sosyal Gercekligi adli kitabinda insanoglunun olume yaklasimini soyle dile getirir: “Dunya insane icin bir kaos yeridir:olum, hastalik, afet vb acilarin oldugu bir yer…Bu acilar insanoglunun varolus anlayisini karmasaya surup, ruhsal dunyasini altust eder. Bunlarla basedebilmeyi saglayan en anlam verici unsure dindir. Din olume aciklamalar getirir. Olumun, felaketlerin, hastaliklarin arkasinda duran buyuk ‘guc’ un kim oldugunu soyler. ‘Nicin’ sorusuna cevap  bulmamizi saglar. Bu gucle kuracagimiz iliski dogrultusunda acilarimizi dindirecegimiz yonunde bize kilavuzluk eder. Bu sureci yasarken kimimiz dualar okur, kimimiz adaklar adar, ritueller gerceklestirir, kimimiz siirler okur, din kavrami ile olum duygusuyla basetmeye calisiriz.Din insana yasama mesruiyeti verir bu anlamda. Boylece, insan acıları daha kolay atlatabilir;her altust olustan sonra yeniden yasamla, baglarini, yasam ötesiyle kurduğunu dusundugu guc araciligiyla atlatabilir, bu gucle iliskisini dahada gelistirdigini dusunebilir’.




……..
İslam dininde de insane olumu, acilariyla ilgili farkli aciklamalar ve aktiviteler var. Bu etkinlikleri kullanarak olumu daha anlasilir, katlanilir hale getirenlerden biriyim bendenizde. Acilarin ardindan, her altust olusun ardindan kendindeki ruhsal olgunlasmayi, olumu algilama yetisinin degisimini birebir gozleyebilenlerdenim.
……..
Unlu sosyolog Max VVeber’e gore ise din batinin ekonomik gelisimini saglayan en onemli aractir. Sosyologa gore, Endustri devriminde devrimin buyuk cogunlugunu gerceklestiren ulkelerdeki insanlarda protestanligin, hristiyan inancinin getirdigi motivasyon vardi. Ona gore, Avrupa ve ABD de ozellikle protestanlarin yasadigi bolgelerde ekonomik tesebbusler daha buyuk olmustur. Protestanlik insanlari calismaya itmis, insanlarda bu inanc araciligiyla bir haz duygusu olusmustur. Calismayi kutsamak ve insanlardaki bu haz duygusu kisilerin calisma azmini uzun surely hale getirmistir.
Yalnizca hristiyanlik deil, dinlerin buyuk cogunlugunda insanlar calismaya, birbirine yardim etmeye sevkedilir. Bu durum kisilerde ruhsal bir enerji yaratip, birbirleriyle catismayi engellediginden gruplarin uretim potansiyelini arttirir. Kimi dinsel guruplar bu birlik coskusunu kullanip, topluluklarini calismaya seferber etmis, buyuk ekonomik basarilara imzalar atmislardir.
…..
Ozellikle birlik ruhu ve gurupsallik algisi basariyi tetikleyen unsurlarin onemlilerinden biridir. Farkli egitim guruplarina, sirket guruplarina, yada siyas guruplara yada birliklere bakarak birlik ruhunun faydasini acikca gorebiliriz. İngiliz din sosyologu Alan Ald-ridge, kitabi-Modern Dunya’da Din ‘de batidaki dinsel guruplarin biri uzerine- Mormonlar uzerine arastirmalar yapmis, kaynaklarini nasil harekete gecirdiklerine bakmistir.One gore, bu gurubun dayanisma girisimcileri, yardimseverleri paranin ve yayinlarin harekete gecmesinde cok buyuk bir paya sahiptir.Bu, dinsel gurubun icindeki genc uyelere basarili bir sosyallesme agi saglamaktadir.Ayni zamanda genc bireylerde cinsel kimligin yapilasmasinada katkida bulunmaktadir. Uzun vadede kulturel devamliligi da saglayip, bireylerin cevreleriyle dengeli bir iletisim kurmalarini gelistirmektedir.
Sanirim bircok sosyolog dinsel dayanismanin toplumlardaki butunlesmeyi saglamasinda etkin oldugunda hem fikirdir.Birey icinde bulundugu dinsel guruptaki dayanisma gucu araciligyla cesitli degerleri ogrenip, kimligini buna dayandirarak gelistirir. Belki suanda globallesme bu dayanisma gucune bir balta vurmustur ama  kuskusuz  ayni inanc gurubundaki insanlarda hissedilen aidiyet duysunu etkileyememistir.Ornegin gunumuzde tarikat gibi dinsel guruplarda bu dinsel dayanisma gucunun farkli alanlarda hala ne kadar kuvvetli olabildigini gorebiliriz. Ozellikle olagandisi donemlerde savas, deprem vb. Donemlerde dinsel dayanismanin tartismasiz gucunu, toplumsal moral duzeyini dengede tutusunu gorebiliriz.

No comments:

Post a Comment