Olmek….
Olum…. Son birkac ay icinde art arda anneannem, teyzem, amcam, ve kardesimi
kaybettim. Bu buyuk kayiplarin ardindan olum soguklugunu gunluk kosusturmaca
icinde olan bana aniden hatirlatti.
Olum,
ozellikle sevdiklerimi kaybettikten sonra aklimiza dusen,dusundukce bizi
karmasaya, belki altust olusa goturen, elimizi kolumuza baglayan, caresizligi
hissettiren, kolumuzu kanadimizi kiran bir duygu… Kimimize gore bilinmezlik
oldugu icin birazda cildirtici bir duygu.
Nedendir
bilinmez insanoglu her ne kadar bu duygudan hoslanmasada hep onu anlamaya
calismis, duydugu korkuyu asmak istemistir. Olum hakkinda siirler yazmis,
eskilerde dans etmis, belki ona tapinarak olum duygusunu evcillestirip, daha az
aci veren bir algiya cevirmeye calismistir.Dinde bu drami aciklamak icin
insanogluna buyuk aciklamalar getiren araclardan biri. Inanislar farkli dahi
olsa olumun soguklugundan, olume hukmeden guclerden bize haber veren bir arac.Din
bize olume hukmeden guclerle nasil iliskiye girebilecegimizi gosteren bir
harita gibi adete.Bize, olumun bizi nereye goturdugunden haber veren bir
tasitta diyebiliriz belki. Ister reankarnasyona, ister cennet cehenneme inanin
her kosulda bizim olum karsinda biraz daha hafiflememize yardim eden inanislar
butunlugu.Inandiklarimiz bizi olumle basa cikabilir hale getiriyor.
Olumu
anlama cabamiz cocuklugumuzla birlikte baslar. Olumle ilgili ardi ardasi
kesilmeyen sorulari anne-babamiza yoneltir olumun ne oldugunu, sonrasini
anlamaya calisiriz hepimiz. Gelisimimizin her asamasinda bu caba, sorular
sorma, olumle yasama devam eder. Bazen olum duygusunu bastirir, derin bir
kabullenise yoneliriz.Bazen cok sevdiklerimizin kaybinin ardindan isyana
baslar, yasamimizi surdurmekle ilgili tereddute duseriz. Hepimizin hikayesi
farklidir olumu anlama onla basedebilme yolculugunda.
Ünlü
sosyolog Amerikalı Peter Berger, kitabi- Dinin Sosyal Gercekligi adli kitabinda
insanoglunun olume yaklasimini soyle dile getirir: “Dunya insane icin bir kaos
yeridir:olum, hastalik, afet vb acilarin oldugu bir yer…Bu acilar insanoglunun
varolus anlayisini karmasaya surup, ruhsal dunyasini altust eder. Bunlarla
basedebilmeyi saglayan en anlam verici unsure dindir. Din olume aciklamalar
getirir. Olumun, felaketlerin, hastaliklarin arkasinda duran buyuk ‘guc’ un kim
oldugunu soyler. ‘Nicin’ sorusuna cevap
bulmamizi saglar. Bu gucle kuracagimiz iliski dogrultusunda acilarimizi
dindirecegimiz yonunde bize kilavuzluk eder. Bu sureci yasarken kimimiz dualar
okur, kimimiz adaklar adar, ritueller gerceklestirir, kimimiz siirler okur, din
kavrami ile olum duygusuyla basetmeye calisiriz.Din insana yasama mesruiyeti
verir bu anlamda. Boylece, insan acıları daha kolay atlatabilir;her altust
olustan sonra yeniden yasamla, baglarini, yasam ötesiyle kurduğunu dusundugu
guc araciligiyla atlatabilir, bu gucle iliskisini dahada gelistirdigini
dusunebilir’.
……..
İslam
dininde de insane olumu, acilariyla ilgili farkli aciklamalar ve aktiviteler
var. Bu etkinlikleri kullanarak olumu daha anlasilir, katlanilir hale
getirenlerden biriyim bendenizde. Acilarin ardindan, her altust olusun ardindan
kendindeki ruhsal olgunlasmayi, olumu algilama yetisinin degisimini birebir
gozleyebilenlerdenim.
……..
Unlu
sosyolog Max VVeber’e gore ise din batinin ekonomik gelisimini saglayan en
onemli aractir. Sosyologa gore, Endustri devriminde devrimin buyuk cogunlugunu
gerceklestiren ulkelerdeki insanlarda protestanligin, hristiyan inancinin
getirdigi motivasyon vardi. Ona gore, Avrupa ve ABD de ozellikle protestanlarin
yasadigi bolgelerde ekonomik tesebbusler daha buyuk olmustur. Protestanlik
insanlari calismaya itmis, insanlarda bu inanc araciligiyla bir haz duygusu
olusmustur. Calismayi kutsamak ve insanlardaki bu haz duygusu kisilerin calisma
azmini uzun surely hale getirmistir.
Yalnizca
hristiyanlik deil, dinlerin buyuk cogunlugunda insanlar calismaya, birbirine
yardim etmeye sevkedilir. Bu durum kisilerde ruhsal bir enerji yaratip,
birbirleriyle catismayi engellediginden gruplarin uretim potansiyelini
arttirir. Kimi dinsel guruplar bu birlik coskusunu kullanip, topluluklarini
calismaya seferber etmis, buyuk ekonomik basarilara imzalar atmislardir.
…..
Ozellikle
birlik ruhu ve gurupsallik algisi basariyi tetikleyen unsurlarin onemlilerinden
biridir. Farkli egitim guruplarina, sirket guruplarina, yada siyas guruplara
yada birliklere bakarak birlik ruhunun faydasini acikca gorebiliriz. İngiliz
din sosyologu Alan Ald-ridge, kitabi-Modern Dunya’da Din ‘de batidaki dinsel
guruplarin biri uzerine- Mormonlar uzerine arastirmalar yapmis, kaynaklarini
nasil harekete gecirdiklerine bakmistir.One gore, bu gurubun dayanisma
girisimcileri, yardimseverleri paranin ve yayinlarin harekete gecmesinde cok
buyuk bir paya sahiptir.Bu, dinsel gurubun icindeki genc uyelere basarili bir
sosyallesme agi saglamaktadir.Ayni zamanda genc bireylerde cinsel kimligin
yapilasmasinada katkida bulunmaktadir. Uzun vadede kulturel devamliligi da
saglayip, bireylerin cevreleriyle dengeli bir iletisim kurmalarini
gelistirmektedir.
Sanirim
bircok sosyolog dinsel dayanismanin toplumlardaki butunlesmeyi saglamasinda
etkin oldugunda hem fikirdir.Birey icinde bulundugu dinsel guruptaki dayanisma
gucu araciligyla cesitli degerleri ogrenip, kimligini buna dayandirarak
gelistirir. Belki suanda globallesme bu dayanisma gucune bir balta vurmustur
ama kuskusuz ayni inanc gurubundaki insanlarda hissedilen
aidiyet duysunu etkileyememistir.Ornegin gunumuzde tarikat gibi dinsel guruplarda
bu dinsel dayanisma gucunun farkli alanlarda hala ne kadar kuvvetli
olabildigini gorebiliriz. Ozellikle olagandisi donemlerde savas, deprem vb. Donemlerde
dinsel dayanismanin tartismasiz gucunu, toplumsal moral duzeyini dengede
tutusunu gorebiliriz.
No comments:
Post a Comment